Opec Günlük Petrol Fiatı
Petrokim: Nijerya İran Avrupa'ya Petrol Resti : İran'ın bazı Avrupa ülkelerine petrol satışını gözden geçireceği bildirildi. İran Radyo Televizyonu'nun (IRIB) haberine göre, İran petrol ihracatını durdurma konusundaki kararlılığını ilgili ülkelerin Tahran'daki Büyükelçilerine iletti.

13 Şubat 2012 Pazartesi

Nijerya

Dünyanın en zengin petrol yataklarından bir bölümünü bünyesinde barındıran Nijerya’da, insanlar hala yoksulluk içinde yaşamaktalar.Nijerya'da petrol yüzünden  toprak ve su kirleniyor, şiddet artıyor...
Petrol, güney Nijerya'daki her şeyi kirletiyor. Boru hatlarından sızan petrol, toprağı ve suyu zehirliyor. Petrolden sağlanan kârı hortumlayan politikacıların ve generallerin ellerini kirletiyor. Ve yine bu sıvı servetten pay almak adına -silah kullanmaktan, boru hattına sabotaj düzenlemeye, yabancı petrol çalışanlarını kaçırmaya kadar- her yola başvurabilecek gençlerin geleceğini karartıyor.
Bir başarı öyküsü için gereken her şeye sahip olan Nijerya, yoksul bir Afrika ülkesi iken birdenbire muazzam bir servete kavuştu. 1956'da Nijer Deltası'nın bataklıklarından ilk petrol nasıl fışkırdıysa, ülkede zenginlik hayalleri de aynı güçle filizlendi. Dünya pazarları, kolayca rafine edilerek benzine ve dizele dönüşen delta ham petrolüne, Bonny Light adı verilen bu düşük kükürtlü “tatlı” sıvıya büyük rağbet gösterdi. 1970 ortalarına gelindiğinde Nijerya, OPEC'e (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) katılmıştı ve devlet bütçesi petro-dolarlarla dolup taşıyordu.
Her şey mümkün gibi görünüyordu... Ama her şey ters gitti...
Çöp yığınlarıyla dolu kalabalık gecekondu mahalleleri kilometreler boyunca uzanıyor. Bir açık hava mezbahasından çıkan boğucu kara dumanlar, evlerin üzerine çöreklenmiş. Sokaklar çukurlarla ve tekerlek izleriyle delik deşik. Habis çeteler okullarda kol geziyor. Seyyar satıcılar ve dilenciler benzin kuyruklarında bekleyen araçlara üşüşüyor. Burası, ABD ile Meksika rezervlerinin toplamından daha büyük bir petrol rezervinin tam ortasında yer alan, Nijerya petrolünün merkezi ve Rivers eyaletinin başkenti olan Port Harcourt. Bu kentin ışıldıyor olması gerekir, oysa çürüyor.
Kentin ötesinde; çaylar, ırmaklar ve boru hattı kanallarının damar damar ördüğü bir labirentte -dünyanın en geniş sulakalanlarından biri olan deltada- ise durum daha da kötüleşiyor. Toprak duvarlı kulübelerle paslı barakalardan ibaret köyler ve kasabalar, nehir kıyılarına tutunmuş. Yarı çıplak, aç çocuklarla işi gücü olmayan asık yüzlü büyükler, gruplar halinde toprak yollarda dolanıp duruyor. Elektrik yok, temiz su yok, ilaç yok, okul yok. Balık ağları kupkuru; ağaçtan oyulmuş kanolar hiç kullanılmaksızın çamurlu kıyılarda öylece yatıyor. Onlarca yıldır süren petrol sızıntıları, yanan gazdan kaynaklanan asit yağmurları ve boru hatları için mangrovların yok edilmesi balıkları öldürmüş.
Nijerya'yı yıkıma götüren, ona umut vaat eden şeyin; ülke ihracat gelirlerinin yüzde 95'ini ve toplam gelirin yüzde 80'ini oluşturan petrolün ta kendisi. 1960'ta Nijerya'da ihracatın neredeyse tümünü palmiye yağı ve kakao çekirdeği gibi tarım ürünleri oluştururken, bugün bu ürünlerin ülke dış ticaretindeki payı öyle azalmış durumda ki, ülke ekonomisine katkısı önemsiz ticaret malları olarak tanımlanmaktadır. 130 milyonluk nüfusu ile Afrika'nın bu en kalabalık ülkesi, gıda konusunda kendine yeterken, artık ürettiğinden daha fazlasını dışarıdan alıyor. Rafinerilerinin sürekli arızalanması nedeniyle, petrol zengini Nijerya, akaryakıtının büyük bölümünü de ithal etmek zorunda. Ama öyle olsa bile, yeterince benzin temin edilemediği için benzin istasyonları çoğunlukla kapalı. Kısa süre önce hazırlanan bir Birleşmiş Milletler raporuna göre, Nijerya, yaşam kalitesi endeksinde Libya'dan Endonezya'ya kadar belli başlı tüm petrol ülkeleri arasında sonuncu geliyor. Dünya Bankası, silahlı çatışma, salgın hastalık ve kötü yönetim riskleriyle kuşatılmış Nijerya'yı “kırılgan devlet” sınıfına sokuyor.
MEND (Nijer Deltası'nı Özgürleştirme Hareketi) adı altında yeraltında faaliyet gösteren silahlı militanların, -çoğunu Shell Nigeria'nın işlettiği- petrol platformları ve pompalama istasyonlarına yaptığı saldırıların şiddetinin geçtiğimiz yıl artması üzerine, ülkede şiddetli bir kriz endişesi tırmandı. MEND ve diğer grupların militanları, askerleri ve güvenlik görevlilerini öldürdü, yabancı petrol çalışanlarını kaçırdı, Çinli petrol şirketi yöneticilerinin ziyaretini protesto etmek için deltadaki Warri kentinde bombalı araçları havaya uçurdu ve nerelere kadar uzanabildiklerini göstermek amacıyla, Gine Körfezi'nde, kıyıdan 40 mil açıktaki bir petrol kulesini ele geçirdi. Bu saldırılar nedeniyle 500.000 varillik günlük petrol akışı durunca, ülke gelir kaybını telafi için açık deniz rezervlerini kullandı.
Örnek ulus olma potansiyeline sahip Nijerya, servetten pay almak adına giderek daha fazla yolsuzluk, sabotaj ve cinayete başvurulan; petrol parasına bağımlı, tehlikeli bir ülkeye dönüştü. Deltadan yarım yüzyıl boyunca çıkarılan petrol, ne yazık ki halka daha iyi bir yaşam sağlayamadı. Aksine, her şeye rağmen daha yoksul ve daha umutsuzlar.

Hiç yorum yok: